Almanya’nın ikinci büyük partisi olan AfD’nin, ülkenin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından ‘aşırı sağcı’ olarak sınıflandırılması, Almanya ile ABD arasındaki diplomatik ilişkilerde gerilim yaratmış durumda. ABD’li yetkililer, Almanya’nın bu adımını eleştirirken, Alman hükümeti ise kararlarının arkasında durarak bu eylemin demokrasinin bir parçası olduğunu savundu.
ABD’nin Tepkisi: “Gizli Zorbalık” Suçlaması
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Almanya’nın AfD’yi ‘aşırı sağcı’ olarak etiketlemesini sert bir şekilde eleştirdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Almanya’nın iç istihbarat servisinin bu kararı almak için genişletilen yetkilerinin, demokrasiden uzak bir uygulama olduğunu savundu. Rubio, “Bu, gizli zalimlik ve zulümdür. Almanya, demokratik bir ülke olarak kendi muhalefetini bu şekilde baskı altına almamalıdır” dedi. Ayrıca, Almanya’nın göç politikalarını hedef alarak, “Asıl aşırılık, son seçimde ikinci sıradaki AfD’ye değil, açık sınır politikalarına sahip olan mevcut hükümettedir” şeklinde ifadeler kullandı.
Rusya’nın Eleştirisi: İktidarın Aşırılıkla Suçlanması
Rusya da Almanya’nın kararını eleştiren bir başka ülke oldu. Rusya, Almanya’daki hükümetin, AfD’nin seçimlerde aldığı yüksek oy oranını göz önünde bulundurarak, muhalefeti ‘aşırı sağcı’ ilan etmesinin, demokrasiye zarar verdiğini iddia etti. Rusya, Almanya’daki siyasi iktidarın, seçmenlerin tercihlerini göz ardı ederek, iktidara gelme hazırlığı yapan CDU/CSU ve FDP gibi partileri korumak amacıyla, kendilerinden daha fazla destek alan AfD’yi hedef aldığını savundu.
