Alkol ABD’de kanserin üçüncü en büyük önlenebilir nedeni olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırmalar alkolün kanser üzerindeki etkisini ve risklerini gözler önüne seriyor. Her yıl yaklaşık 100 bin kanser vakasının ve 20 bin kanser kaynaklı ölümün doğrudan alkol tüketimiyle bağlantılı olduğu belirtiliyor. Alkol başta karaciğer meme ağız boğaz ve sindirim sistemi kanserleri olmak üzere çeşitli kanser türlerinin gelişme riskini artırıyor.
Alkol tüketimi vücutta zararlı kimyasalların birikmesine yol açarak hücresel hasara neden olabilir. Ayrıca alkolün metabolizması sırasında ortaya çıkan asetaldehit adı verilen bir madde DNA’ya zarar vererek kanser gelişimine zemin hazırlayabiliyor. Uzmanlar alkol tüketiminin sınırlandırılmasını sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesini öneriyor.
Kansere Yol Açıyor
Kanser hücrelerin kontrolsüz bir biçimde çoğalması sonucu meydana gelir. Alkol DNA’ya zarar vererek hücrelerin bölünme sürecinde mutasyonlara yol açar ve bu da tümör oluşumunu hızlandırabilir. ABD Baş Cerrahı’nın 2025 tarihli raporuna göre alkolün kansere yol açma mekanizmaları dört ana başlık altında inceleniyor:
- Alkol Metabolizması: Alkol vücutta önce asetaldehit adlı zararlı bir kimyasal bileşiğe dönüşür. Asetaldehit kendisi doğrudan kanser riskini artıran bir madde olarak kabul edilmektedir.
- Oksidatif Stres ve İltihaplanma: Alkol vücutta oksidatif stres yaratabilir bu da hücre hasarına yol açar. İltihaplanma ise uzun vadede kansere zemin hazırlayan bir diğer etkendir.
- Hormon Seviyelerindeki Değişiklikler: Alkol tüketimi vücutta bazı hormon seviyelerini değiştirebilir. Özellikle kadınlarda meme kanseri riskini artırdığı bilinen bir etkidir.
- Tütün ve Diğer Kanserojenlerle Etkileşim: Alkol tütün gibi diğer kanserojen maddelerle birleştiğinde kansere yol açma riskini daha da arttırır. Alkol ve tütünün kombinasyonu kanser gelişimini hızlandırabilir.
