Küresel piyasalarda yeni hafta, ABD eski Başkanı Donald Trump ve ekibinin neden olduğu politik ve ekonomik belirsizliklerin gölgesinde başladı. Bu gelişmeler, yatırımcılar arasında ciddi bir endişeye yol açarken, Asya borsaları başta olmak üzere birçok küresel piyasa sert düşüşlerle sarsıldı. Özellikle Japonya’nın önde gelen endekslerinden Nikkei, yüzde 20’lik değer kaybıyla ayı piyasasına resmen girmiş oldu. Bu düşüş, yatırımcı güveninde yaşanan büyük erozyonun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Benzer şekilde, Çin merkezli Hang Seng China Enterprises Endeksi de mart ayında gördüğü zirveden bu yana yüzde 20 oranında geriledi. Bu düşüşler, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel ölçekte yatırım davranışlarını da etkileyen bir panik havasının oluşmasına neden oldu. Uzmanlar, bu tür sert gerilemelerin yatırımcılar tarafından uzun vadeli risk iştahını azaltabileceğine dikkat çekiyor.
En Büyük Kayıp Yaşandı
Yeni işlem gününe girilirken küresel piyasalarda büyük çaplı sarsıntılar yaşanıyor. Wall Street ve Avrupa borsalarının vadeli işlemlerinde kayıplar yüzde 3’ü aşarken, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimi belirgin şekilde öne çıkıyor. Özellikle Asya piyasaları bu satış dalgasından en sert etkilenen bölgelerden biri oldu. MSCI Asya Pasifik endeksi, yüzde 7,9’a varan bir düşüş kaydederek son 16 yılın en büyük gün içi gerilemesini yaşadı.
Finansal piyasalardaki bu sert dalgalanmanın etkisi tahvil piyasalarında da kendini gösterdi. ABD’nin kısa vadeli borçlanma araçları arasında yer alan iki yıllık Hazine tahvillerinin getirisi, güvenli liman arayışının etkisiyle 22 baz puan birden düşerek önemli bir gerileme kaydetti. Bu durum, yatırımcıların riskten uzak durup daha güvenli enstrümanlara yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor.
